TARİH:  29 Mart 2008
GAZETE/DERGİ: Birgün

Babam Romulus’un mekânı 1960’ların başı Avustralya’sı. II. Dünya Savaşı’nın ardından ülkelerini terk edip Avustralya’ya göç etmiş ve kırsal bölgelere yerleşmiş Avrupalı göçmenler filmin kahramanları.
Filme adını veren Romulus (Eric Bana) yoksul bir Rumen demirci. Alman bir kadınla evlenmiş. Bir oğulları olmuş ki babasının öyküsünü anlatan da o yani Raimond (Kodi Smit-McPhee). Fakat Alman anne Christina (Franka Potente) yaşadığı koşulları kabul edememiş. Arzu nesnesi olmayı, erkeklerin sürekli peşinde koşmasını istiyor, şehir hayatını özlüyor. Romulus’u terk ediyor ama birlikte olduğu diğer Romen göçmenin maddi durumu daha iyi değil. Bir çocuk daha doğurunca Christina’nın ruh sağlığı daha da bozuluyor ve trajik olaylar birbirini izliyor.

Babam Romulus göçmenlerin yaşadıkları sosyal ortamı, kökenlerini, neden göç etmiş oldukları gibi konuları pek deşmiyor. Maruz kaldıkları ırkçılığı sadece bir sahnede belli belirsiz fark ediyoruz. Çalışma koşullarının ağırlığını (günde 16 saat!) şöyle bir duyuyoruz. Ama filmin kahramanlarının yaşadıkları sorunların temelinde göçmenlik ve yaşadıkları koşulların dayanılmazlığı, yalnızlıkları var. Belki de bu konuların üzerine gidilmeyişinin ardında 10 yaşlarında bir çocuğun anılarından yola çıkmanın rolü vardır.
Babam Romulus kötü bir film değil ama temposunda bir sorun var, film bazen akmıyor, kopuk kopuk izlenimi veriyor. Bir de filmin tek iz bırakan karakteri anne Christina, filme adını veren baba Romulus değil.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com