TARİH:  21 Şubat 2009
GAZETE/DERGİ: Birgün

Bu yıl Vesoul Film Festivali’nde en iyi film ödülünü Irak asıllı yönetmen Abbas Fadıl’ın ‘Dünyanın Şafağı’ (L’Aube du Monde) adlı filmi kazandı. Film 1992’de yaşanan 1. Körfez Savaşı’nın bireyler ve belirli kültürler üzerindeki yıkıcı etkisini etkili bir dille gösteriyor…

Amatörce ve gönüllülerin katkılarıyla, Fransa’nın en az turistik bölgesinde uluslararası nitelikte bir festival düzenlemek gerçekten zor bir iş. Ama bir lisenin dokümantasyon merkezinde çalışan Martine ve Jean-Marc Therouanne çifti bu işin altından 15 yıldır başarıyla kalkıyorlar.

İZLEYİCİ SAYISI KENT NÜFUSUNDAN ÇOK
Bu yıl krize rağmen seyirci ve gösterilen film sayısını artırmayı başardılar yine. Vesoul’de 75 filmi, 26 bin civarında seyirci izledi. Bu seyirci sayısı kentin nüfusundan fazla. Festival’de bir çok jüri ve bir çok da ödül vardı. Benim de üyesi olduğum NETPAC (Asya Filmlerinin Promosyonu Ağı) jürisi olarak en iyi film ödülümüzü Irak asıllı yönetmen Abbas Fadıl’ın ‘Dünyanın Şafağı’ (L’Aube du Monde) adlı filmine verdik. ‘Dünyanın Şafağı’ 1992’de 1. Körfez Savaşı sırasında geçiyor. Fırat ve Dicle’nin oluşturduğu deltadaki bataklık alanda yaşayan köylüler (Maadanlar) filmin baş kahramanları. Film, savaşın hem bireyler hem de belirli kültürler üzerindeki yıkıcı etkisini etkili bir sinemasal dille gösteriyor. Filmin ritmi, kamera kullanımı, çerçeveleri tümüyle başarılı. İstanbul Film Festivali’nde ‘Balıklı Bulgur’la tanıdığımız muhteşem oyuncu Hafsia Herzi’yi de yeniden görmek ayrı bir keyifti.  ‘Dünyanın Şafağı’ seyirciler tarafından da festivalin en iyi filmi seçildi.

100: KOMEDİ İLE TRAJEDİ ARASINDA
Asya Sanatları Müzesi Guimet’nin jürisinin ödülü ise Filipinli Chris Martinez’in ‘100’ adlı filmine gitti. Bir süre önce Jack Nicholson’lı bir Hollywood filmi izlemiştik, ‘Bucket List’ diye. Ölmek üzere olan iki adamın son arzularını yerine getirişlerini konu alıyordu. ‘100’de de aynı tema var ve hatta ‘100’ daha önce çekilmiş. Ama tabii kahramanlar çok daha mütevazı şeyler dileyebiliyorlar. Martinez’in filmi komediyle trajedi arasında gidip gelirken gerçekten çok dokunaklı ve etkileyici anlar yakalamayı başarıyordu.
Filipinli yönetmen Jeffrey Jeturian, Çinli yönetmen Li Yang, Hintli festival yöneticisi (Cinefan) Indu Shrikent ve İranlı oyuncu Fatemeh (Simin) Motamed Arya’dan oluşan Uluslararası Jüri ise büyük ödül Altın Bisiklet’i (ya da Çekçek) Kazak Filmi “Stalin’e Bir Hediye”ye verdi. II. Dünya Savaşı sırasında Kazakistan’a sürülen göçmenleri anlatan filmi zayıf buldum açıkçası. Şeytan Stalin ve zavallı Yahudiler temasında yeni olan tek şey Nazilerin yerini Rusların almasıydı. Ayrıca bugünün İsraili’nin biraz ‘mutlu son’ havasında filmde yer alıyor oluşu da beni rahatsız etti. Tarih ne yazık ki mutlu sonla sona ermiş değil. En azından Filistinliler için.
Vesoul Asya Filmleri festivali gelecek yıl Ömer Kavur için bir retrospektif düzenleyeceğini şimdiden açıkladı. Nice nice yıllara dileyelim biz de Vesoul festivaline ve Therouanne çiftine.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com