TARİH:  26 Temmuz 2014
GAZETE/DERGİ: Birgün

Vecide (Wadjda), tamamı Suudi Arabistan’da çekilen ilk film. Suudi Arabistanlı bir kadının çektiği ilk film. Suudi Arabistan’ın Yabancı Film Oscar’ına aday gösterdiği ilk film. Omuzunda büyük bir sorumluluk var yani filmin. Üstelik Suudi Arabistan’da sinema salonu ve sinema okulu yok. Hatta sinemanın günah olduğunu düşünen de çok ülkede.

Filmin adı, filmin kahramanının adından geliyor: Vecide, 10 yaşında Suudi Arabistanlı bir kız çocuğu. Biraz asi, biraz uyumsuz ama çok değil. Öyle her şeyi kabullenmeyen, sorgulayan bir ruhu var. Ezberden hoşlanmayan biri Vecide ama Suudi Arabistan’da eğitim dediğin, safi ezber. Temel kitap da beklenebileceği üzere Kuran-ı Kerim. Vecide annesi ve babasıyla yaşıyor. Annesi bir ev kadını haliyle, başka bir şey olma şansı zaten hiç olmamış. Bir kusuru var annenin, bir erkek çocuk doğuramamış. Baba canavar değil ama, bir Suudi erkeği sonuçta. Eve istediği zaman gelir, istemediği zaman gelmez. Ve tabii ki erkek çocuk ister. Karısını üzmek istemese de erkek çocuk sorununa ikinci bir eş alarak çözüm bulabileceğini bilir. Vecide’nın annesi de kocasının ikinci bir eş almasını engelleyemeyeceğini, kabullenmek zorunda kalacağını bilir.

Vecide, erkek çocuklar gibi eğlenemeyeceği fikrini kabul edecek bir yapıda değildir. Arkadaşlık ettiği oğlan çocuğunun bir bisikleti vardır ve Vecide da bisiklet sahibi olmak, arkadaşıyla yarışmak ister. Âşıklar arasında arabuluculuk, kuryelik yaparak para biriktirir. Ama asıl fırsat bir Kur’an bilgisi yarışmasıyla karşısına çıkar. Eğer yarışmayı kazanırsa, alacağı ödül parasıyla bisikleti de alabilecektir. Ama Vecide’nın konuya, yani dine, yani İslam’a hiç ilgisi yoktur. Yine de çalışır, öğretmenlerini de hakiki bir mümin olduğuna ikna etmeyi başarır. Bir asinin inançlı birine dönüşmesi, zaten uysal bir öğrencinin ezbere Kuran okumasından daha heyecan vericidir. Müdire hanımı bu şekilde tavlayan Vecide, yarışmayı ve para ödülünü kazanır. Ama Vecide yine Vecide’liğini yapar. “Ödül parasını ne yapacaksın?” sorusunun beklenen yanıtı “Filistin’e bağışlayacağım!” iken, Vecide “Bisiklet alacağım” deyiverir. Bisiklet? Hem de bir kız çocuğu olarak? Kız çocuklarının sokakta zaten işi yokken, bir de bekaretini bozma ihtimali olan bisiklete binmek? Eklemek lazım, nedense bisiklete binmenin bekaret bozacağı gibi bir korku var.

Ama ne Vecide ne de annesi hayata küsüp, enseyi karartacak tipler değildir. Ana-kız bu erkek faşist toplumda (erkek egemen hafif kaçıyor) birbirleriyle dayanışma içinde, nefes alacak alanlar yaratmayı bulacaklardır kendilerine.

Filmin yönetmeni Haifaa Al-Mansoor baştan sona Suudi Arabistan’da çekilen bu ilk filme hem de bir kadın olarak imza atarak tarih yazmış durumda. Al-Mansour filmin sokak sahnelerini bir minibüsün içinden telsizlerle komut vererek çekmek zorunda kalmış, çünkü bir kadının sokakta erkeklerle böyle bir iş yapması, Suudi Arabistan’da kanuna aykırı. Al-Mansour gökten zembille inmemiş, sinema eğitimini yurt dışında almış ve daha önce başarılı kısa filmler çekmiş. Vecide, sadece tarihsel anlamı olan bir film değil, iyi de bir film ve bu tesadüfen olmamış. Hikâyesi basit, anlatımı yalın, oyuculuklar çok iyi.

Vecide rolünde Waad Mohammed çok başarılı. Umarız kendisini başka filmlerde de görme şansımız olur.

Not: Bu yazıyı yazalı aslında çok oldu. Bu ay Altyazı’da Engin Ertan’ın eleştirisini okuyunca belki de filme hak etmediği bir değer vermiş olabileceğimi düşündüm. Kararınızı siz verin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com