TARİH:  16 Haziran 2007

GAZETE/DERGİ: Birgün

Geçmiş zaman olur ki… 

Tarantino gibi kaygısız, politikadan uzak, dünyanın haline rağmen bu kadar çocuk kalabilmek için herhalde oralarda yetişmek gerekiyor. Onun için mesele eğlenmek ve eğlendirmekten ibaret. Ama sinema hiçbir zaman sadece sinema olamıyor. 

Orijinal Adı: Grindhouse: Death Proof Yönetmen: Quentin Tarantino Oyuncular: Kurt Russell, Rosario Dawson Ülke: ABD 

Aslında ‘2 süper film birden’ olarak tasarlanmış bir projenin ikinci yarısını oluşturuyor Tarantino’nun “Ölüm Geçirmez’i. Amerika’da Rodriguez’in ‘Planet Terror’uyla birlikte ‘Grindhouse’ başlığı altında gösterime giren bu proje gişede hüsrana uğrayınca, Avrupa’ya iki ayrı film olarak ihraç edildi. 

Grindhouse ise seks ve şiddet sömürüsü üzerine kurulu ucuz filmlerin salaş sinemalarda 2’şerli gösterimlerine verilen bir ad. Günümüzde bu sinemaların soyu tükenmiş durumda. Biz de benzer deneyimleri 70’li yıllarda yaşamıştık. İyi film ithal edecek paranın olmadığı bu dönemlerde sinemalarımıza bu döküntü filmlerden gelirdi. 

Okulu kırdığımız günlerde başka seçenek olmadığı için bu filmlere giderdik. O zamanlarda bize gelen kopyaların eski olduğunu sanır, aradaki kopuklukları, araya sıkışmış filmle alakasız görüntüleri bu eskiliğe bağlardık. Meğerse işin doğası buymuş, bu filmler yapımdaki özentisizliğin sonucu olarak böyleymiş. 

Irkçılığı unutmadık 

Ölüm Geçirmez sanki 70’lerde çekilmiş, kömürlü projeksiyon makinesinde gösterilirken bazı bölümleri yandığı ya da makinist seks sahnelerini koleksiyonuna katmak amacıyla yürüttüğü için arada boşluklar oluşmuş ve hatta araya konulan ilavelerden kareler kalmış bir film gibi üretilmiş baştan. Fakat her şey 70’leri işaret ederken birden karşımıza cep telefonları ve mp3 çalarlar da çıkıveriyor filmde. 

Tarantino ancak Amerika’dan çıkabilecek bir yönetmen. Bu kadar kaygısız, bu kadar politikadan uzak, dünyanın bu haline rağmen bu kadar çocuk kalabilmek için herhalde oralarda yetişmek gerekiyor. Ama zurnanın zırt dediği yerler de oluyor. 

Eli Roth’un Tarantino’nun kanatları altında yaptığı ‘Hostel’in ırkçılığını unutmadık. Tarantino için filmler sadece kendilerine gönderme yapan, kapalı evrenler. Onun için mesele eğlenmek ve eğlendirmekten ibaret. Ama sinema hiçbir zaman sadece sinema olamıyor.  

Tarantino’nun büyük zevki 

Tarantino’nun çok yetenekli olduğu genel kabul gören yanlarından bir iyi ‘geyik muhabbeti’ yazması. Ölüm Geçirmez de kadınlar arasında geçen bu geyik muhabbetleriyle dolu. Kıskançlık ve cinsellikle dolu bu muhabbetler bence pek eğlenceli değiller. 

Film iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde bir grup genç kadınla tanışıyoruz. Onları takip eden ve sonunda bir barda kadınlarla tanışan Dublör Mike’ın (Kurt Russel) sadece kendisi için son derece korunaklı yani ‘ölüm geçirmez’ bir arabası var. Cinsel güçlerinden son derece emin ve birbirlerine kaltak diye hitap eden bu kadınlara acı çektirmek sanki Tarantino’ya zevk veriyor. 

Filmin ikinci bölümünde Mike başka bir grup kadına bulaşıyor. Bu kez Tarantino sanki kendisine yöneltilebilecek kadın düşmanı suçlamasını bertaraf etmeye çalışıyor. Ama bu kez kadınların da daha harbi olduklarını belirtmek lazım. 

Kalıcı bir değeri yok 

Filmin beni tavlayan yanı ise ‘Ölüm Noktası’na (Vanishing Point; 1971) yaptığı gönderme. Petrocelli dizisinden tanıdığımız Barry Newman’ın başrolünde oynadığı bu film varoluşçu başkaldırısıyla beni çok etkilemişti. Demek ki Tarantino’yla benzer zevklerimiz varmış bir zamanlar. Fakat Ölüm Geçirmez’de böyle bir varoluşçu başkaldırı falan aramamak lazım. Bir başkaldırı varsa o da bugünün bilgisayar destekli sinemasına yönelik. 

Ölüm Geçirmez belli bir yaşın üzerindekiler için nostaljik tatlar içeren, bazen keyifli bazense sıkıcı bir film. Kalıcı bir değeri olduğunu ise düşünmüyorum. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com