TARİH:  10 Kasım 2012
GAZETE/DERGİ: Birgün


William Friedkin en çok “Şeytan” (1973; The Exorcist) filmiyle tanınır. Meryem ana görüntüsü üzerine binen ezan sesiyle açılan “Şeytan”, kötülüğün kökenini Irak Kürdistan’ında saptar. Sanki Amerikan politikalarının geleceğini öngörmüş gibidir bu saptama. Tabii şunu da söylemek lazım; küçük kızın cinselliğinin kızın bilincine çıkışıyla, içine şeytan girmesi aynı şeydir filmde. Bir rahip, kızı düzenle uzlaşır hale getirir, kendini feda ederek filmin sonunda.
Friedkin, “Katil Joe”da sanki şeytanla uğraşmayı bırakmış gibi. Bu filmde de içine şeytan girmiş kadar kötü karakterler var. Ama film onların bayağılıklarını,

aptallıklarını, kendilerini ve başkalarını yok oluşa sürükleyen davranışlarını eğlenerek izliyor. Neredeyse herkes herkesi aldatıyor, ensest ve cinsel sömürünün çeşitli türleri yaşanıyor. Cinayetler işleniyor, işkence yapılıyor. Bir işkence sahnesi dışında bütün bunları garip bir biçimde eğlenceli bulduğumu itiraf etmeliyim. Belki ahlakın tamamen yok olduğu bu dünyada, kendimizi bir şekilde özgürleşmiş ve ahlaken yüksek hissediyoruzdur ve bu bizi rahatlatıyordur… Geçici bir zaman diliminde ve sinema salonunun karanlık ortamında da olsa.
2011’de Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan için yarışan “Katil Joe”, ABD’de sadece 13 salonda gösterilebilmiş. Dolayısıyla çok az seyircinin önüne çıkabilmiş durumda. Evet çok sert bir film “Katil Joe” ama düşkün insanları göstererek kendinizi iyi hissetmenizi de sağlayabilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com