TARİH:  10 Mart 2006

GAZETE/DERGİ: Birgün

Toplama kampında bir akşamüstü 

Orijinal Adı: Fateless Yönetmen: Lajos Koltai Oyuncular: Marcell Nagy, Béla Dóra, Bálint Péntek, Aron Dimény Türü: Dram Ülke: Macaristan – Almanya-İngiltere 

Kadersizlik Nobel ödüllü Macar yazar Imre A Kertesz’in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmış. Senaryonun altında da Kertesz’in imzası var. Daha önce Szabo ve Tornatore gibi isiml rin yanında görüntü yönetmeni olarak çalışan Lajos Koltai’nin ilk film yönetmenliği “Kadersizlik”. 1944-45 yılları arasında geçen film genç Macar Yahudisi Gyuri’nin hayatını konu alıyor. Macaristan’ın Almanya’nın müttefiki oluşu, Macar Yahudileri’nin de kaderini belirlemiş. 1944’ün ilkbaharına kadar Yahudiler toplama kamplarına gönderilmemişler. Bahar sona ererken başlayan toplama operasyonları ise sadece kırsal kesimleri hedef almış. Aynı yılın sonbaharında bir hükümet darbesinin ardından Budapeşte’nin Yahudi cemaati de toplama kamplarına gönderilmeye başlamış. “Kadersizlik” o dönemde 14 yaşında olan Gyuri’nin babasının toplama kampına gönderilmesiyle başlıyor. Henüz kimse neyle karşı karşıya olduğunun farkında değil. Kaçmak ya da direnmek kimsenin aklına gelmiyor. Her şeyin düzeleceğine inanmak istiyor insanlar. Gyuri’nin toplama kampı dönüşünde söyleyeceği gibi aslında özgür seçimlerini itaat etmekten yana kullanıyorlar. 

Bir sabah çalıştığı fabrikaya giderken diğer Yahudilerle birlikte otobüsten indiriliyor Gyuri. Çoğu çocuk, birçok Yahudi tek bir jandarma tarafından toparlanıyor; birkaç kişi kaçmaya cesaret ediyor. Gyuri jandarma tarafından kaçmaya teşvik edilse de kalmayı tercih ediyor. Ve böylece toplama kampı macerası da başlıyor. “Kadersizlik”i benzer filmlerden ayıran bir yanı var. Benigni’nin “Hayat Güzeldir” deki şaklabanlıklarıyla hiç alakası olmamakla birlikte, toplama kampı hayatının bildik klişelerle açıklanamayacak hoş yanları da olabileceğine değinmesi. Çünkü toplama kamplarında da hayat devam ediyor, orada da dostluk var paylaşım var, dayanışma var ve hatta dışarda olmayan bir şey daha var: Ortak bir amaç, ortak bir düşman.

“Kadersizlik” toplama kampı yaşamını gayet karanlık gösterse de garip bir şeyi başarıyor asıl trajik olanın, toplama kamplarındaki yaşamdan çok, o kampları olanaklı kılan kamp dışı toplumsal hayat olduğunu gösteriyor. Gyuri serbest kaldığında büyük bir kayıtsızlık ve duyarsızlıkla yüzyüze geliyor. Kapılar yüzüne çarpılıyor, parasız tramvaya bile binemiyor, en anlayışlı gibi gözükenler bile kampları “cehennem” diye adlandırıp kavranılması mümkünsüz ve gayri-dünyevi yerler haline getiriyorlar. Paçayı kurtaranlar, paçayı kaptırmış olanları görmek dahi istemiyor. Kimileri de gaz odalarının olmadığını kanıtlamaya çalışıyor. Gaz odalarını gören kimse yok çünkü görenler yaşamıyor ama bu bazıları için onların olmadığının kanıtı oluyor. Gyuri sonunda toplama kamplarındaki akşamüstü saatlerinin mutluluğunu özlemeye başlıyor. 

Bence yine mi Naziler, yine mi Yahudiler demeyin “Kadersizlik”e gidin. İki saatin üstünde sürmesine ve karanlık temasına rağmen ilgiyle izlenen bir film. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com