TARİH:  29 Ağustos 2009
GAZETE/DERGİ: Birgün

Son Durak 4

Son Durak serisinin son filminde bir sav var doğrusu: Alınyazına karşı hiçbir şey yapamazsın! Kaderinden kaçmak için yaptıkların bile aslında kaderinin sana çizdiği yolda yaptığın şeylerdir. Evet mesaj bu. Gayet dinsel, gayet teslimiyetçi bir bakış…
‘Son Durak’ serisiyle dördüncüsünde tanışmak nasip oldu. Bir şey kaçırmamış olduğumu fark ettim, rahatım. Zaten kaçırdığımı sanmıyordum da. Filmin bir savı var doğrusu: Alınyazına karşı hiçbir şey yapamazsın! Kaderinden kaçmak için yaptıkların bile aslında kaderinin sana çizdiği yolda yaptığın şeylerdir. Evet mesaj bu. Gayet dinsel, gayet teslimiyetçi bir bakış. Bu kaderi elbette ki bir güç belirliyor olmalı, o güç de tanrıdan başkası olamaz. Peki  ama tanrı sadist mi, niye insanlarla böyle kedinin fareyle oynaması gibi oynuyor, niye onları vahşice katlediyor? Bu sorular şahsen beni ilgilendirmiyor ama bu filmleri yapanları ilgilendirmeli.
Film bir otomobil yarışında başlıyor. İki erkek, iki  kızdan oluşan grubumuz yarışı seyrederken içlerinden ‘vizyon’ sahibi olan delikanlı, gelecekte olacakları görmeye başlıyor. (Keşke fonda Leonard Cohen’in “Geleceği gördüm/ Cinayetten ibaret” sözlü şarkısı ‘The Future’ çalsaydı, gündemimize cuk otururdu). Delikanlı korkunç bir kaza olacağını, bu kazanın pistte deprem etkisi yaratacağını ve kendilerinin de öleceğini görüyor. Kaçıyorlar ama kaza gerçekten oluyor. Onları izleyerek pisti terk eden ve delikanlının vizyonunda kazada ölecek olan bazı başkaları da kurtuluyor. Ve fakat o kişiler birer birer ölmeye başlayınca, grubumuz ölümün kendilerini de beklediğini düşünmeye başlıyor. Önlem almaya ve kurtulmaya çalışıyorlar. Ama kader diye bir şey varsa, önlem almaya çalışmaları da kaderlerinin bir parçasıdır tabii ki.
?imdi şansın bireylerin hayatındaki öneminden, örneklem ne kadar küçülürse belirsizliğin ve tesadüfün öneminin o kadar arttığından, ama örneklem büyüyünce hem fizikte hem de toplumsal olaylarda tesadüfün değil de toplumsal ya da fiziksel yasaların hüküm sürmeye başladığından filan söz etmeye çalışmak beni zorlar. Biraz da gereksiz doğrusu. Sonuçta seyirci kitlesinde ‘oha, herifin kafası nasıl da koptu, bağırsakları nasıl da döküldü!’ gibi tepkiler almaya çalışan ve onları “eğlendirmekten” başka bir derdi olmayan bir film var karşımızda. Bütün bunları 3 boyutlu hale getirerek de etki gücünü katlamış bir film ‘Son Durak 4’. Fakat tabii karşımızda yakınlık duyabileceğimiz ya da bir derinliği olan karakterler olmadığı için, bu etkinin de sınırları var.
Tabii insan vücudunun parçalanmasını seyretmekten keyif almanın manası üzerine de düşünmek gerek. Neyse, sonuçta meraklılarını sıkmayacak bir film ‘Son Durak 4’. Ama o merakta çok hastalıklı bir şeyler var. Kader düşüncesinde olduğu gibi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com