TARİH: 8 Mayıs 2010
GAZETE/DERGİ: Birgün
Telif Savaşları
Tolstoy, “ben eserlerimi halk için yazdım, dolayısıyla eserlerimin sahibi halktır” diyor. Yani eserlerinin telif hakkını kimsenin özel mülkiyetine geçirmesini istemiyor. Ama karısı bu eserlere kendisinin de çok emeğinin geçtiğini iddia ediyor. Üstelik sadece niceliksel bir emek değil bu, yaratıcı yanları da var. O da hem kendisinin hem de oğlunun geleceğini güvence altına almak istiyor. İşte Tolstoy’un hayatının son günlerini anlatan “Aşkın Son Mevsimi” gibi romantik bir adı olan bu filmin asıl teması bu, yani telif hakları kimin olmalı! Filmin tavrı özel mülkiyetten yana ve açıkçası bu filmin, telif hakları konusundaki propagandaya katkıda bulunmak dışında bir varlık nedeni de yok. Yazık, filmin keşke Tolstoy’a, onun fikirlerine ve bu fikirlerle dönemin Rusya’sı arasındaki ilişkiye dair söyleyecek birkaç sözü olsaydı.
Hellen Mirren (Tolstoy’un karısı Sofya) ve Christopher Plummer (Tolstoy) idare ediyorlar ama Tolstoy’un yardımcısı rolündeki James McAvoy o kadar kötü ki, diğer oyuncuların zaten çok parlak olmayan performanslarını da gölgeliyor. Paul Giamatti için de iyi şeyler söylemek zor. Telif savaşlarını kim mi kazanıyor? Kısa bir süreliğine Barones Sofya ama filmin söz etmediği bir şey var: Ekim Devrimi bütün bu telif savaşlarını kısa bir süre sonra anlamsız hale getirecek! Ama onun da sonu geldi; sosyalizm çökmeyip, gelişebilseydi filmin adına “Telif Haklarının Son Mevsimi” çok yakışacaktı.